Dr. Murat Dokur konuşmasında şiddet ve duygu kavramlarına, kadına şiddete, toplumdaki cinsiyet eşitsizliğine ve toplumsal cinsiyet rollerine değindi.
Şiddete eğilimli bireyi tanımadan, şiddetin önüne geçilemeyeceğinin altını çizen Dr. Dokur, “Karşısındakine zarar verme eğiliminde olan bireylerin bünyesini besleyen özelliklere ulaşılması gerekir.” dedi. Zarar verme eğilimindeki bireyin çocukluğundan başlayarak aile bireylerine kadar incelenmesi gerektiğini savundu.
Aile terapisinin en önemli konusunun şiddet olduğunun altını çizen Dokur, aile içindeki tutumların şiddetin önlenebilme noktasındaki önemine değindi. Kadınların ekonomik özgürlükleri olmadığında eşlerinin onlara psikolojik şiddet uyguladıklarının ve kadınların bu durumu yaşamamak için ekonomik özgürlüklerini kazanmaları gerektiğinin altını çizdi.
Flört dönemlerinde özellikle erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddeti, kadınların bunu görmezden gelmeyerek ortadan kaldırabileceklerini belirtti. Çiftlerin birbirine yasaklar koymasının, diğerinin giyimine karışmasının psikolojik şiddet olduğunu söylerken eşlerin bunu normalleştirmek yerine tepkisini göstererek psikolojik şiddeti sonlandırması gerektiğini vurguladı.
Aile ve çift ilişkilerindeki yanlış tutumların düzeltilmediği takdirde şiddetin önüne geçilemeyeceğini ifade etti. Kadınların çocuk yetiştirirken erkek çocuklarına gösterdiği ayrıcalıklarla çocukta “erkek kadından üstün” algısı uyandırarak kadına şiddete yol açtığını ve bunu önlemek için kadınların eğitilmesi gerektiğini savundu.
Seminer, Dokur’un katılımcıların sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.