Personel Daire Başkanlığı Hizmet İçi Eğitim Koordinatörlüğü tarafından üniversitemiz yöneticilerine yönelik “Kişisel Verileri Koruma ve Gizlilik Yönetimi Eğitimi” verildi. Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi Prof. Dr. Raşit Küçük Konferans Salonu’nda verilen eğitime, başta Genel Sekreter Yardımcıları Fatma Şengül ve Hasan Şahin, Personel Daire Başkanı Av. Tuba Biten olmak üzere üst kademe yöneticileri katıldı.
Üç bölümden oluşan eğitim programında; kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak, kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenleyerek personelimize farkındalık kazandırmak amaçlandı.
“SİZİN ÇÖPÜNÜZ BAŞKASININ HAZİNESİ OLABİLİR”
İlk bölümde “Belge ve Arşiv Yönetiminde Kişisel Veriler ve Gizlilik Yönetimi” sunumu ile arşivlerin nasıl işlenmesi, imha edilmesi gerektiğini anlatan Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahattin Yalçınkaya, “Belgeler, en çok devlete ya da kurumlara ait yerlerde karşımıza çıkıyor. Biz bu belgeleri yönetirken, özellikle fiziki yerlerde tedbirler alıyoruz. Bazen de bu tedbirleri göz ardı edebiliyoruz” şeklinde konuştu. İlk bakışta çok sıkıntı yaratmayacağını düşündüğümüz şeylerin aslında arka planda çok büyük sıkıntılara sebep olabileceğinin altını çizen Yalçınkaya, “Çok gizli ve gizli ibareleri çok fazla dile getiriliyor. Aslında gizli olmasını gerektirecek bilgiler olmasa bile, gizli ibaresi kullanılıyor. Hazırlanan yeni kanunda, gizli ibaresi kesin çizgilerle ayrılacak ve sınırlama getirilecek” dedi.
Personel dosyaları, müşteri bilgisi, iş yazışmaları, politika belgeleri, mali belgeler, tıbbi hasta verileri, personel verileri ve kişisel verilerin arşivlenmesinin çok önemli olduğunun altını çizen Bahattin Yalçınkaya, “Bu bilgilerin arşivlenmesi ve gizli tutulması çok önemli” diye konuştu. Kişisel veriler kadar hassas verilerinde bir o kadar önemli olduğunu belirten Yalçınkaya, “Irk veya etnik köken verileri, siyasi, dini veya felsefi görüşleri belirten veriler, genetik ve biyometrik veriler, bir kişinin cinsel yaşamı veya cinsel yönelimini belirten verilerin işlenmesi ve arşivlenmesi yine çok önemli ve dikkat edilmesi gereken verilerdir” şeklinde konuştu.
“Kişi ve kurumların, internette kendi adına koyulmuş bilgi, belge, fotoğraf, video vb. bilgilere yer verilmemesini talep etmesine ise “Unutulma Hakkı’ deniyor” diyen Yalçınkaya, kişi ve kurumların bu şekilde haklarının olduğunu da belirtti. Zamanını doldurmuş bilgi ve belgelerin imhası konusunda çok titiz davranılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Bahattin Yalçınkaya, “Sizin çöpünüz, başkasının hazinesi olabilir” diye konuştu.
“KVKK, KİŞİLERİN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİ KORUR”
İkinci bölümde “Kişisel Verilerin Korunması ve Bilgi Güvenliği Farkındalık Eğitimi” başlığı ile bilgiler aktaran Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Şube Müdürü Ayşen Uslu, “Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK), başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumaya yarar” şeklinde konuştu.
Kişisel verilerin, kişiyi tanımlamaya yarayan her türlü bilgi olduğunu dile getiren Uslu, “Kişinin adı-soyadı, adresi, telefonu, kimlik numarası vb. her şey kişisel veridir” dedi. Verinin işlenmiş halinin bilgi olduğunu belirten Ayşen Uslu, bilgilerin ise taşınabilir ve kopyalanabilir olduğunun altını çizdi. Bilgi güvenliğini şu şekilde tanımlayan Uslu, “Bilgi varlıklarının, gizliliğini, bütünlüğünü ve erişilebilirliğini korumayı amaçlayan çalışma alanıdır. Bilgiye sadece yetkisi olan kişiler ulaşmalıdır, yine bu kişiler yetkisi olduğu sürece ulaşmalıdır ve değiştirmelidir” dedi.
“Temiz masa temiz ekran” sloganının bilgi güvenliği için çok önemli olduğunu belirten Uslu, personelin çok dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi. Önemli olan bilgi ve belgelerin açık bir şekilde masa üstünde yer almaması gerektiğini dile getiren Uslu, “Masamızın üstü kadar bilgisayar masa üstümüz de çok önemli. Gizli olan, görünmemesi gereken belgelerin açık bir şekilde bırakılmaması gerekir. Herkes, her bilgiye rahatça ulaşmamalı, bizler bu konuda çok dikkatli olmalıyız” şeklinde konuştu ve personelin bu konuda neler yapması gerektiğiyle ilgili örnekler verdi.
“KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI, HERKESİ İLGİLENDİREN BİR KONUDUR”
Son bölümde ise “Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte yaygınlaşan bilgisayar sistemleri ve internet kullanımındaki artış ile sosyal medya ağlarının yaygın bir şekilde kullanımı, kişisel verilerin çok hızlı bir şekilde işlenme, iletilme, saklanma ve kullanılma kapasitesinin artmasını sağlamış ve kişilerin kendileriyle ilgili bilgiler üzerindeki kontrol gücünü azaltmıştır” şeklinde konuşan Avukat Ramazan Dede, “Kişisel Verilerin Korunması Hukukunun Getirdikleri ve Yapılması Gerekenler” konulu sunumu ile bilgilendirmelerde bulundu.
Kişisel verilerle ilgili söz konusu yoğun işlenmeyle ortaya çıkan hak ihlallerinde artışın meydana gelmesinin altını çizen Ramazan Dede, “Ulusal ve uluslararası alanda kişisel verilerin korunmasına yönelik bir savunma mekanizmasının gelişmesini ve bu bağlamda kişisel verilerin korunması konusunda düzenleme yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır” dedi. Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun, özellikle son iki senedir üzerinde durulan bir konu olduğunu belirten Dede, “Zira bugün, herkes ya veri sorumlusu ya veri işleyen ya da veri ilgilisi konumundadır” şeklinde konuştu.
7 Nisan 2016 tarihinin Türkiye açısından kişisel verilerin korunması alanında bir dönüm ve dönüşüm noktası olarak ele alınması gerektiğini belirten Avukat Ramazan Dede, çıkarılan kanun ile Türkiye’de kişisel verilerin korunması hukuku adıyla yeni bir hukuk dalı oluştuğunun altınız çizdi. “Kişisel verilerin korunması hakkı niteliği itibariyle herkesi ilgilendiren bir alandır” diyen Dede, “Kişisel verilerin, kişilere ve kişilerin bilgilerine ilişkin olması nedeniyle, temas etmediği hiçbir alan ve sektör yoktur. Kişisel verilerin korunması hukuku, her alanı etkilemiş ve her alanda, oluşan veri koruma hukuku bakış açısıyla güncellemelerin yapılmasını gerektirmiştir” dedi.