Öğretim Üyelerimizden Kanserde Erken Teşhisi Mümkün Kılacak Teknoloji

Üniversitemiz Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tunç Laçin ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Bora Esmer tarafından kurulan Elaa Tech kanser tedavisinde, hem hastaları yormayacak hem de teşhis ve tedavi masraflarını azaltacak bir teknoloji geliştirdi. 

TÜBİTAK'tan aldıkları destekle görüntü işleme teknolojisini kullanarak bir platform oluşturan Doç. Dr. Laçin ve Doç. Dr. Esmer’in geliştirdiği platform, hastanın akciğerinde tespit edilen 1 cm civarındaki lezyondan parça alınmasını mümkün kılıyor. Böylece hem hastalık erken teşhis ediliyor hem de hasta, defalarca tomografi çektirmek ve endoskopi yaptırmak zorunda kalmıyor. 

Erken Teşhis Nasıl Konulabilir Fikriyle Projeye Başladık

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Bölümünde öğretim üyesiyim ve akciğer kanseri ameliyatları yapıyorum. Bu projeye kansere erken teşhis nasıl konulabilir fikriyle başladık. Bildiğiniz gibi kanser hastalığının teşhisinde ilk olarak akciğer tomografisi çekiliyor ve o tomografide bir lezyon görünüyor. O lekenin, kanser mi değil mi, diye peşine düşüyoruz. 1 cm civarında olan lezyonlar, çok küçük olduğu için parça alınamıyor ve endoskopide de göremiyoruz. Yılda 3-4 defa tomografi çekerek hastayı ve hastalığı takibe alıyoruz. Parça büyürse de kanserden şüphelenip hastayı ameliyata alıyoruz. Ameliyatla çıkarılan parçayı patoloji inceliyor ve karar veriyor. Eğer kanser hücresi değilse, hasta boşuna ameliyat olmuş oluyor. Kanser ise de bir üst evreye geçildiği için bazen geç kalmış olabiliyoruz. Öyle bir sistem yapalım ki, ilk tomografi çekildiği anda görüntü işleme teknolojilerini kullanarak lezyonun görüldüğü noktaya giden bir yol çizelim diye düşündüm. Fikrimi, aynı üniversite görev alan Doç. Dr. Bora Esmer ile paylaştım. Kendisi elektrik ve elektronik mühendisi olduğu için yapabileceğimizi söyledi. Biz de bu projeyle “TÜBİTAK 1512” desteği ne başvurduk ve 130 bin TL'lik bir bütçe alarak iki yılda, projeyi ürüne dönüştürdük. 

CE Belgesinin Onayını Bekliyoruz

Ağustos 2017'de projeye başlamıştık. Ekim 2017'de de Teknopark istanbul'un Kuluçka Merkezi'ne girmiştik. Eylül 2019 itibariyle de projemiz bitti ve CE belgesine başvurduk. CE sertifikasını aldığımızda tüm dünyaya satabilir konuma geleceğiz. Şubat 2020 gibi de ticarileşeceğimizi öngörüyoruz. Aslında Türkiye'de özel bir hastaneden 100 hasta için sipariş aldık fakat CE belgesinin çıkmasını bekliyoruz. Çıktığında ilk olarak bu hastanemiz platformu kullanmaya başlayacak. 

Sistem İğnenin Batırılacağı En Güvenli Yeri Seçiyor

Görüntü işleme teknolojisini kullanan bulut tabanlı bir sistem. Tomografi görüntüleriyle hastalığın nerede olduğunu tespit ediyoruz ve "Akciğer kanseri alanında bizim geliştirdiğimiz sistem kullanılarak hastalara tam koyulursa, hesaplamalarımıza göre teşhis maliyetleri yüzde 60 düşüyor." Elaa Tech'in geliştirdiği akciğer navigasyon sisteminin doğru noktayı bulma oranı daha sonra endoskopi sistemiyle lezyonun olduğu yere en kısa ve doğru yolu çiziyoruz. Google ve Yandex haritalarını kullanarak rota bulmak gibi düşünebilirsiniz. Cerraha, hastaya iğneyi şu noktadan yaparsan, hastalığı vurabilirsin diyoruz. Bunu yüzde 98 doğruluk oranıyla söyleyebiliyoruz. Çünkü damar yolunun 3 boyutlu görüntülerini çıkardığımız için sistem, iğnenin batırılacağı en güvenli yeri seçiyor. 

Sistemi Kullanmaya Başladık 

Görev yaptığım Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma hastanesinde kullanmaya başladım ve yüzde 98 doğruluk başarısı da buradan geliyor. Dünyada kullanılan Amerikan menşeli üç farklı sistem var. Onların doğruluk oranı yüzde 75'te kaldı. O sistemlerde hastanın üstüne bir elektromanyetik yerleştiriyorlar, aslında bir cihaz satıyorlar. Bizim sistemimiz ise bir algoritma, yazılım veya platformdan oluşuyor diyebilirim. Sistem, bulut tabanlı çalıştığı için dünyanın herhangi bir yerinde bir doktor, sistemi kendi bilgisayarına indirdikten sonra, tomografide görünen kitleye ulaşacak en doğru yolu doktora sunuyor. Şili'deki bir doktor dahi bizim web sayfamızdaki platformu indirerek rahatlıkla kullanmaya başlayabilir. Ekstra bir malzeme veya yazılıma ihtiyaç olmayacak. Bu da bizim bütün dünyadaki doktorlara hızlı bir şekilde ulaşmamızı sağlayacak. 

Mevcut Sistemler Yaygın Değiller

Şu anda kullanılan üç modül çok pahalı sistemler olduğu için çok yaygın değiller. Türkiye fiyatlarına göre sistemin biri 180 bin dolar, diğeri 350 bin dolar civarında. Sağlık uygulama temininde de ödeme sisteminde de bir geri ödemesi yok. Biz uygun maliyetlerle hasta başı ödeme sistemine göre çalışacağız. Çünkü bir cihaz satışımız olmayacak. Bütün dünyaya da sistemi bu şekilde kuracağız. Sisteminiz hastanelere nasıl bir maliyet avantajı sunacak? Bunu tersten cevaplayım dilerseniz. Bizim geliştirdiğimiz sistem kullanılarak hastalara teşhis koyulursa, hesaplamalarımıza göre teşhis maliyetleri yüzde 60 düşüyor. 

Tech Yeni Projelere Başladı

Doç. Dr. Tunç Laçin, TÜBİTAK'tan 1511 ile “Yaşayan Anatomi” isimli bir projeye daha başvurdukları ve destek aldıklarını belirterek, “Şu anda projenin Ar-Ge çalışmalarına devam ediyoruz. Bir diğer projemiz olan hologram teknolojisi üzerinde çalışıyoruz, ilk, orta ve lise öğrencilerine anatomiyi nasıl öğretebiliriz diye bir eğitim sistemi kurmayı hedefliyoruz.” Tekrar edilen tomografilerden ve belki boşu boşuna yapılacak bir ameliyattan ve tekrarlanan endoskopilerden de hastayı kurtarmış oluyoruz. Böylelikle hastaları da yormamış oluyoruz. 

Sistem başka kanser türlerinin teşhisinde de kullanılacak

Bu bir platform teknolojisi olduğu için boşluklu her türlü organda bu teknolojiyi kullanabiliriz. Çünkü biz, havayollarını kullanacağız. Bağırsağa veya prostata ulaşmak için endoskopi sistemleri var. Bizde bütün bu platformun diğer organ sistemlerinde kullanılmasını ikinci iş fikri olarak geliştirmek istiyoruz. 

Sistemi Tanıtmak ve Geliştirmek İçin Yatırımcıya İhtiyacımız Var

Eğer bir yatırımcı bulabilirsek, bütün vücut navigasyonu şeklinde ürünü lanse etmeyi planlıyoruz. Sermaye ile alakalı bir konu. Ödüllendirildiğimiz uluslararası ödül töreninde yaptığımız görüşmelerde, "Siz bu projeyle, ABD'de olsaydınız çok ciddi yatırım alırdınız ve tüm vücut sistemine yönelik lansman yapardınız" yorumunu yaptılar. Fakat Türkiye'de yatırımcıya ulaşmak çok zor. Türkiye'de çok büyük yatırımcılarla görüştük fakat hepsi sağlığa uzak duruyor. Çünkü sertifikasyon süreçleri çok uzun sürüyor, haklılar aslında. Gerçi bizim sürecimiz çok hızlı ilerledi, projemiz iki yılda CE belgesi alabilecek ve ticarileşecek ürün haline geldi. Proje ortaklarından birinin mühendis, birinin de cerrah olması çok büyük avantaj. Teknopark istanbul yönetimi bu farklılığımızı görerek çok büyük destek oluyorlar. Fakat Türk yatırımcıları ikna etmek çok zor. Yurt dışındaki yatırımcılar da Türkiye'den geliyor olmamızdan dolayı farklı bakıyor. Bizim aslında Amerika pazarına başvurabilmek için yatırımcıya ihtiyacımız var. Klinik çalışmayla beraber sağlık alanındaki bir ürünün Amerika pazarına girmesi 500 bin dolardan başlıyor. Amerika dahil bütün pazara birlikte açılabilmek için yatırımcı arayışımız var. Aslında ürünün satışı başladığında İki yıl içinde bu sermayeyi oluşturabiliriz fakat bizim platformumuzu gören yurtdışındaki rakiplerde ürünün farklı modüllerini geliştirerek pazara girebilirler. Bu açıdan bize sadece fon sağlayacak yatırımcı değil, ticarileşme sürecinde, pazarlama stratejilerinde mentörlükte yapabilecek bir yatırımcı lazım. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, bize güvendi ve fon sağladı. Bu destek, bizim ticarileşme sürecimizi çok hızlandırdı, vizyonumuzu geliştirdi. Dünyada ne kadarlık bir pazar mevcut, hesaplanan bir veri var mı? Şu an akciğer navigasyon sistemiyle yıllık 500 milyon dolarlık bir pazardan bahsediyoruz. Tüm dünyada günde yaklaşık 20 bin bronkoskopi yapılıyor. Bunun yanına prostat ve kolon kanser teşhislerini de eklediğimizde daha büyük bir pazar karşımıza çıkıyor. Bu açıdan ürünü 2020 yılında tüm dünyada ticarileştirerek satışa sunmak istiyoruz. Şu an yatırımcı görüşmelerimiz devam ediyor. Sonuç alabilirsek Avrupa ofisini de yakın zamanda açmak istiyoruz. 

Kaynak: TARGET

 

HIZLI ERİŞİM