“Güney Kafkasya'da Güç Dengeleri ve Karabağ Sorunu” Sempozyumu Gerçekleşti

TBMM'nin ev sahipliğinde, Marmara ve İstanbul üniversitelerince ortaklaşa düzenlenen "Güney Kafkasya’da Güç Dengeleri ve Karabağ Sorunu Sempozyumu", Topkapı Sarayı Müzesi Konferans Salonu'nda gerçekleşti.

Sempozyumun açılışında konuşan Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar, tarih içinde yaşanan göçlerde aynı milletin evlatlarının bir kısmının Anadolu'ya geçerken, bir kısmının Kafkaslarda kaldığını söyledi. Eski Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in, "Bir millet iki devlet" sözlerini hatırlatan Özvar, "Kafkas ve Orta Asya Türk coğrafyası bakımından 19. asır, büyük yıkım, kıyım ve işgallerle başlamış, Bolşevik ihtilali sonrasında 20. yüzyılın son 10 yılına kadar bu durum değişmemiştir. Sovyetler Birliği zamanında Stalinist rejim, demografik cebir ile Azerbaycan Türklerine ait Dağlık Karabağ'da Ermenilere mahsus bir bölge teşkil etmek üzere bir yandan Azerbaycan'ın Türklerini tehcire zorlamış, diğer yandan çok sayıda Ermeni'yi bölgede iskana teşvik etmiştir. Rusların bu politikası 1990'larda savaşla sonuçlanmıştır." diye konuştu.

Ermenilerin, Azerbaycan'a ait toprakları işgal ederek birçok katliam yaptığını anlatan Özvar ,  Azerbaycan'ın zaferiyle sonuçlanan son savaşta Türkiye'nin verdiği desteğe de değindi. Özvar, Türkiye'nin Karabağ konusundaki tavrının, başta bölge ülkeleri ve konuyla ilgilenen diğer ülkelerin meseleye bakış açılarının oluşmasında etkili olduğunu ve nihayetinde Türkiye'nin büyük desteği ile Azerbaycan’ın  44 gün süren savaşta 2 bin 783 şehit vererek, yaklaşık 30 yıldır Ermenistan tarafından işgal altında tutulan Karabağ'daki toprakları kurtarmış olduğunu sözlerine ekledi.

Üniversitelerinin Azerbaycan'a her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade eden Özvar, Marmara Üniversitesi öncülüğünde Azerbaycan'da yeni bir üniversite kurulması adına  çalışmaların başlatılması için hazır olduklarını bildirdi.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak da Karadeniz ile Hazar Denizi arasında stratejik bir konuma sahip olan Karabağ'ın Azerbaycan'a ait olan kadim bir Türk toprağı olduğunu söyledi ve sözlerine şunları ekledi:

"Ermenilerin, Karabağ Türklerine yönelik baskıları karşısında 1918'in Eylül ayında Türk ordusunun başlattığı askeri harekat sayesinde bölgede bir katliamın önü alınmış oldu. Ancak Türk ordusu, Mondros Ateşkes Anlaşması'nın imzalanmasının ardından bölgeden çekilmek zorunda kaldı. Sovyet Rusya'nın yeniden bölgede hakim olması üzerine Karabağ, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetine bağlı olmak koşulu ile Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi olarak yapılandırıldı. Ermenilerin bölgeyi kaosa çevirme çabaları 1987-1991 yılları arasında çatışmaya dönüştü. Bölgedeki Türklerin büyük bir kısmı Azerbaycan topraklarına göç etmek zorunda bırakılmıştır. Sonunda olaylar bir insanlık dramına ve savaş suçuna dönüşmüştür. 25 Şubat 1992 gecesinde Hocalı kentinde Ermenistan silahlı güçleri büyük bir katliam gerçekleştirdiler. İnsanları evlerinde yakarak katlettiler. Ermenistan eşi görülmemiş bu katliamın ardından Karabağ'ı işgale başladı ve bölgedeki Türk nüfusunu tamamen boşaltı."

TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise Karabağ konusunun 30 yıldır devam eden bir sorun olduğuna ancak bu sorunun ekonomik ve diplomatik bakımdan kapasitesi bulunan ülkelerin eş başkanlığını yaptığı Minsk grubu tarafından çözülemediğine işaret ederek, "Aslında bu sorunun çözülmemesi, sorunun çözülememesi anlamına mı geliyor, yoksa bu sorunu aslında çözme niyetinin bulunmadığı anlamına mı geliyor? Geriye dönük olarak mevcut olan uluslararası ilişkiler bağlamında birçok sorunla ilgili bu soruyu ortaya koymamız, sormamız mümkün ve gerekli." diye konuştu.

 Dünyanın büyük bir değişim içerisinde olduğunu ve bu değişimin insanlığın lehine, yararına olacağı kanaatini taşıdığını anlatan Şentop, değişimin uzun zamandır başladığını, devam ettiğini ama bu değişimi bir taraftan hızlandıran bir taraftan da mahiyetini de değiştirebilecek potansiyelleri ortaya koyan salgın sürecinin yaşandığını aktardı. Sorunların da tartışmaların da küreselleştiğini belirten Şentop, ABD'de Kongre binasının basılmasına ilişkin değerlendirmede de bulundu. Şentop, "Amerika Birleşik Devletlerinde geçen gün yaşanan olaylar Kongre binasının işgali bir nevi bir küçük çaplı da olsa bir kalkışma, bir darbe teşebbüsü gibi bir olay da aslında bu tür tartışmaların ve sorunların da küreselleştiğini gösteriyor." ifadelerini kullandı.

Sempozyum kapsamında  yer alan konu başlıkları "Tarihsel Perspektifte Nahçıvan Koridoru", "Küresel Jeopolitik ve Türkiye", "Türk Dış Politikasında Yeni Açılımlar", "Ermenilerin Tarihsel Kin ve Nefret Söyleminin Güney Kafkasya Politiğine Etkisi", "Türk Cumhuriyetlerinin ve İran'ın Karabağ Sorununa Bakışı", "Rusya'nın Dağlık Karabağ Tavrı Nasıl Okunmalı", "Güney Kafkasya'da Potansiyel Bir Tehdit: Cehaveti İkinci Bir Dağlık Karabağ Olur mu?" şeklinde olup yarın sona erecektir.

 

HIZLI ERİŞİM