15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Paneli Gerçekleştirildi

Marmara Üniversitesi Rektörlüğü ve Tarih Bölümü tarafından organize edilen, üniversitenin resmi Youtube kanalında yayınlanan online panel iki oturumda gerçekleştirildi. İlk oturum “Osmanlıdan Günümüze Darbeler”, ikinci oturum “15 Temmuz ve Dış Politika” başlığına odaklandı. 

Birinci oturuma katılan konuşmacılar; Doç. Dr. Ahmet Önal "Klasik Dönemde Osmanlı Darbeleri" üzerine,  Doç. Dr. Uğur Demir "Osmanlı Darbelerinin 15 Temmuz Darbe Girişimiyle Mukayesesi" üzerine, Prof. Dr. Gültekin Yıldız "Yakınçağ Osmanlı Tarihinde Ordu ve Siyaset" üzerine, Prof. Dr. Ali Satan "Cumhuriyet’in Darbelerle İmtihanı" üzerine konuştu. 

Bilecik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ahmet Önal "Klasik Dönemde Osmanlı Darbeleri" üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Doç. Dr. Önal, Osmanlı tarihinde Fatih Sultan Mehmet ile başlayan ve Klasik Dönem olarak kabul edilen dönemde yaşanan önemli darbe ve isyanlar üzerine konuştu. Önal, gerçekleşen isyanlarda ki başlıca faktörler ve genel özellikler üzerinde durdu. Devlet iradesinin hızlı karar alıp hızla harekete geçtiği durumlarda isyanların başarıyla bastırıldığını vurguladı. 

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Demir "Osmanlı Darbelerinin 15 Temmuz Darbe Girişimiyle Mukayesesi" üzerine konuşurken 15 Temmuz darbe girişimi ile Osmanlı darbeleri arasındaki benzerlikleri ve farklı yönleri ortaya koydu. 15 Temmuz Darbe girişiminin tarihte yaşanan diğer darbe, kalkışma ve isyanlardan farklı yönlerinin ön plana çıkarılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Demir, 15 Temmuz’un sivilleri hedef alması; silahlı müdahalenin esas kabul edilmesi; ithal zihinler, mankurtlaştırılmış iradeler tarafından gerçekleştirilmiş olması; devletin tüm birimlerinin içine sızılmış ve kontrol edilmek istenmiş olması noktalarında geçmişte yaşanan darbelerden farklılıkları olduğunu ifade etti. FETÖ ile mücadelede için kadro ve zihniyet tasfiyesinin gerekli olduğuna işaret etti. 

Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. Gültekin Yıldız "Yakınçağ Osmanlı Tarihinde Ordu ve Siyaset” üzerine konuşurken 15 Temmuz kalkışmasının geçmiş darbelerden farkının, bütünüyle yurtdışından kontrol edilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin İmam sıfatlı siviller tarafından araçsallaştırılması olduğunu vurguladı. 

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Satan "Cumhuriyet’in Darbelerle İmtihanı" üzerine yaptığı konuşmada, tarihte darbe girişimlerinin yarattığı iktidar boşluklarının yurtdışında Türkiye ile hesabı olanlara fırsat yarattığını ifade ederek askerin politika dışında tutulması prensibinin Balkan Harbinden alınan çok önemli bir ders olduğunu dile getirdi. Cumhuriyet tarihinde yaşanan darbelerin siyasi sistem üzerindeki etkilerini panoramik olarak incelediği konuşmasında darbeyi gerçekleştirenlerin kendilerini siyasi ve hukuki sistemin önemli özneleri haline getirdiğini söyledi. 

Panelin ikinci oturumu “15 Temmuz ve Dış Politika” başlığı ile gerçekleştirildi. Panelde, Prof. Dr. Talip Küçükcan “15 Temmuz sonrası Türkiye - AB İlişkileri” üzerine, Prof. Dr. Mehmet Okur “15 Temmuz sonrası Türkiye - ABD İlişkileri”, Prof. Dr. Cengiz Tomar “Ortadoğu Bağlamında 15 Temmuz Darbe Girişimi”, Prof. Dr. Okan Yeşilot 15 Temmuz sonrası Türkiye - Türk Dünyası İlişkileri”, Prof Dr. İlyas Kemaloğlu “15 Temmuz Sonrası Türkiye- Rusya İlişkileri” üzerine konuştu. 

Prof. Dr. Talip Küçükcan “15 Temmuz sonrası Türkiye - AB İlişkileri” üzerine konuşurken Avrupa Birliği’nin 15 Temmuz’dan tam 57 gün sonra temsilci gönderip Türkiye’deki demokrasiyi destekleme konusunda yetersiz kaldığını dile getirdi. AB’nin demokrasi ilkesine sahip çıkamadığını, Almanya, Yunanistan gibi pek çok AB ülkesinin Türk yargısının iadesini istediği FETÖ üyelerini teslim etmediğine işaret etti.  Türkiye söz konusu olduğunda, AB’nin demokrasi anlayışının darbecileri savunarak geçerliliğini yitirdiğini söyledi. 

Prof. Dr. Mehmet Okur “15 Temmuz sonrası Türkiye - ABD İlişkileri” üzerine yaptığı konuşmada Batılı ülkelerin demokrasiye dair çifte standartla hareket ettiğini belirtti. ABD’nin kendi ülkesi dışında demokratik ilkeleri geçersiz kabul ettiğini ve bu duruma Ulusal Güvenlik Yasası ile resmiyet kazandırdığını dile getirdi. Bu yasaya dayanarak dünyanın pek çok ülkesinde demokratik ve demokratik olmayan rejimlere yönelik, suikast ve darbeler gerçekleştirdiğini ifade etti. Türkiye'nin, 15 Temmuz sonrası ABD’yi darbe girişiminde resmen sorumlu tutmamakla beraber terör örgütlerinin yarattığı tehditler üzerine gitmeye devam ettiğini belirtti. Türkiye’nin uluslararası büyük güçlerle ilişkileri karşılıklı olarak dengeleyebilmek adına Rusya ve ABD ile görüşmelere devam ettiğini söyledi. 

Prof. Dr. Cengiz Tomar “Ortadoğu bağlamında 15 Temmuz Darbe Girişimi” üzerine konuşmasında, 5000 yıllık tarihi boyunca bölgede hegemonik bir gücün  etkili olmadığında Orta Doğu’nun yabancı güçlerin saldırısına uğradığını ifade etti. Haçlı Seferlerini ve Moğol istilasını örnek olarak gösterdiği saldırıların modern dönemde biçim değiştirerek Emperyal güçlerin organize ettiği askeri darbeler formunu aldığını söyledi. FETÖ’nün Amerika tarafından organize edilmiş bir organizasyon olduğunu, soğuk savaş sonrasında yeniden revize edilip önce Ortadoğu’da, Afrika’da ve Orta Asya’da etkinleştirildiğini ardından 2000’li yıllarda devleti ele geçirmeye yöneltildiğini belirtti. 

Prof. Dr. Okan Yeşilot “15 Temmuz sonrası Türkiye - Türk Dünyası İlişkileri” hakkında konuşurken FETÖ’nün Orta Asya’da oluşturduğu eğitim ve ticaret örgütlerinin etkinliğine değindi. Bu örgütlerin 15 Temmuz sonrasında ki durumu ve Türkiye’nin izlediği aktif politikalar üzerinde durdu. Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Kazakistan gibi ülkelerde yaşanan gelişmeleri özetledi. 

Prof Dr. İlyas Kemaloğlu “15 Temmuz Sonrası Türkiye- Rusya İlişkileri”ni ele aldı. Konuşmasında, Rus dış politikasının genel olarak, Arap Baharı Hareketleri ve 15 Temmuz Darbe Girişimi gibi Batı tarafından desteklenen gelişmelerin karşısında durduğunu vurguladı. Rusya’da, FETÖ’nün Amerikanın istihbarat operasyonlarının parçası olarak kabul edildiğini ve 2002 yılında yasaklandığını hatırlattı. Kemaloğlu, Rusya’nın Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesine destek verdiğini dile getirdi. Siyasi, askeri ve diplomatik konularda taraflar arasında iletişimin 15 Temmuz sonrasında arttığını ve süreklilik kazandığını ekledi. 

 

HIZLI ERİŞİM