Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erhan Afyoncu, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, "Türk dünyası bağımsız olalı yirmi beş yıl civarında bir zaman geçti, ama problemler konusunda fazla yol alamadık. Ümitlerimizle ortaya çıkan durum birbirini tutmuyor. Buna Türk aydınlarının kafa yorması lazım" dedi.
Azerbaycan'dan gelerek konferansa katılan, milletvekili ve akademisyen Dr. Cavanşir Feyziyev ise konuşmasında; "Dünya siyasi haritasında bir milletin yedi ayrı devleti varsa bu bize ayrı görev yüklemektedir. Yüz yıl boyunca birbiriyle savaşmış Avrupa ülkeleri bir araya gelebiliyorsa, Türk devletleri niçin bir araya gelemesin?" dedi. Dünyanın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesi tarafından idare edilmesinin artık mümkün olmadığını dile getiren Feyziyev, "BMGK'nin beş daimi üyesinin çözemediği sorunlar G-7, G-8, G-20 gibi oluşumlarla çözülmeye çalışılıyor. Ama G-50 bile kurulsa artık dünya bu şekilde idare edilemez. Her milletin temsilcisi dünya idaresinde söz sahibi olmalıdır. Avrupa'da 28 ülke bir araya gelip AB'yi kurabiliyorlar, çünkü onlar Romalıdırlar, Roma milletine tabidirler. Bizler de önce kendi milletimiz içinde bir birliğe gitmeliyiz, Türkiye AB'nin 29. üyesi olsa milli bir azınlık olur ama kendi uygarlığımız içinde daha güçlü oluruz" şeklinde konuştu.
Üniversitemiz Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. OkanYeşilot da son on yılda bölgesinde güçlenen Türkiye'nin ve komşu Türk devletleriyle geliştirilen ilişkilerin birlikteliğe yönelik umut verici olduğunu söyleyerek, Türk Birliği benzeri bir oluşumun Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütlenmeleri dengeleyici bir işlevi olabileceğini vurguladı. Yeşilot, "Hanedan ve isimler değişebilir, ama millet ve devlet tektir" dedi.
Panel, Dr. Cavanşir Feyziyev’in “Türk Devletleri Birliği” adlı kitabının imza töreni ile son buldu.